Merhaba,

Yıllar içinde deneyimlediklerimi, beni eğlendirenleri, öğrendiklerimi, kendi parlak fikirlerimi bu sayfada paylaşacağım sizinle. Paylaştıkça zenginleşir insan, sizinle zenginleşmek dileğiyle...

5 Nisan 2011 Salı

İNTERNET ÇIKTI, MERTLİK BOZULDU!

   Zaman inanılmaz bir hızla değişiyor. Son 10 yılda hayatımıza giren yenilikler, önceki 100 yılı defalarca katlıyor. Çağın en önemli buluşlarından biri olan internet, yaşamımızı pek çok açıdan kolaylaştırdı. Ancak, ben, interneti bir sürü çıkış yolu olan dev bir otobana benzetiyorum. Ne yazık ki, gittiğimiz her yol, aslında çıkmak istediğimiz yer olmayabilir.

   Kişinin kendi hastalığı hakkında bilgi edinmek istemesi, en büyük "hasta hakkı" bence. Hastalarıma bu yüzden, elimden geldiğince açık bir dille tanılarını, tedavi yöntemlerini, ilaç kullanmaları gerekiyorsa olası yan etkilerini anlatmaya çalışıyorum, sorularını sabırla yanıtlıyorum. Tüm hekim arkadaşlarımın da, zaman sorunu nedeniyle değişen derecelerde de olsa, bunu yaptıklarına inanıyorum. Yine de, haklı olarak, hastalarımız durumları hakkında daha fazla bilgi edinmek amacıyla, ellerinin altındaki en kolay ulaşılabilir bilgi kaynağına, internete başvuruyorlar....ama, içleri rahatlayacağına, endişeleri çoğu zaman daha da artıyor.

   Tıp fakültesinde, pek çok hekim adayı, o anda derste öğrendikleri hastalık her ne ise, onun belirtilerinin kendinde olduğunu zanneder ve buna "Tıp Öğrencisi Sendromu" denir. Ben, günümüzde bu sendromun yaygınlaştığını ve sadece tıp öğrencileri ile sınırlı kalmadığını düşünüyorum. Eskiden, sadece prospektüs okuyan hastalar, şimdi internetten kimi yanlış, kimi doğru olsa bile kendi durumları ile uyumsuz, yüzlerce dehşet verici bilgiye ulaşıyorlar. Örneğin "baş ağrısı sebepleri"ni araştırırken, basit bir gerilim tipi baş ağrısından daha önce, tümörden menenjite, beyin kanamasından migrene kadar onlarca farklı tanıyla karşılaşmak mümkün. Doğal olarak, insan okuduğu belirtilerin kendinde olduğunu düşünüyor ve panik başlıyor. Oysa, emin olun ki, hekiminiz size tanı koyarken tüm o sayfalar dolusu hastalıkları kendi zihninden geçiriyor, ancak şüphe duyduğu hastalığı kurcalıyor, diğerlerini dikkate almıyor.

   Çok uzun ve zahmetli tıp eğitimi alarak fakülteden mezun olan doktorunuz, üzerine bir de uzmanlık yapmışsa, internetin çok daha ötesinde bilgili olmalı diye düşünün. Ne olur, insan vücudunu makinelerle kıyaslayıp matematiksel yöntemlerle çözülebilecek bir algoritma gibi görmeyin. Bir hekim, "Ben, evrenin en mükemmel makinesini baştan ayağa tanıyorum, kitaplara bakarak ya da internetten araştırarak elbette bir bina inşa edebilir, her tür makineyi çözebilir, her cihazı tamir edebilirim" iddiasında olamazsa, ne olur, siz de gerçekten mükemmel olan insan vücudunu konsantre internet bilgileri ile çözebilirim zannetmeyin. Hekiminiz emin olun, on binlerce sayfa okuduktan, hasta başında geceler ve günler boyu uykusuz on binlerce saat geçirdikten, aynı hastalığı yüzlerce, binlerce hastada gördükten sonra bile hala kendini eksik hissediyor, emekli olana dek her gün her yeni bilgiyi tıbbi kaynaklardan izliyor.

   Hocalarımızın hep söylediği gibi, aslında "hastalık yok, hasta vardır". Lütfen hekiminize güvenin. Elbette, araştırın, öğrenin, ama doğru kaynaklardan, doğru bilgileri lütfen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder